Mevlana & Hacı Bektaşı Veli

Bir adam kötü yoldan para kazanip bununla kendisine bir inek alır.   

Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli ‘nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.

O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli ‘ye anlatır ve Hacı Bektas Veli
 
– ‘ helal değildir ‘ diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana ‘ya  anlatır .
 
Mevlana ise ; bu hediyeyi kabul eder.
 
Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli’ye de anlattığını ama onun bunu  kabul  etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana’ya bunun sebebini sorar.
 
Mevlana söyle der:
 
– Biz bir karga isek Hacı Bektası Veli bir şahin gibidir. Öyle her  leşe konmaz.
 
O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul  etmeyebilir.
 
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergâhı’na gider ve Hacı Bektas Veli ‘ye, Mevlana ‘nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli ‘ye sorar.
 
Hacı Bektaşı Veli de söyle der:
 
– Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez.
 
Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.”
 
 
 
Böylesi tevazu ve incelikle, birbirlerini yermek yerine yüceltebilmeyi becerebilen bir insan olmamız dileğiyle…
 

 

31 Yanıt so far »

  1. 1

    huseyn said,

    bu hikayenin kaynagını arıyorum bilgisi olan veya bilen birileri varsa vede paylaşırlarsa sevinirim…

  2. 2

    Eda said,

    ya hacı bettaş velinin hayat hikayesi fln lazım(türkçe ödevim7.sınıf) yardım ederseniz sevinirim

  3. 3

    eser esen said,

    ben de bu hikayenin kaynağını arıyorum .Aydınlatırsanız sevinirim.
    saygılar

  4. 4

    uğur said,

    çok iyi aferim :d

  5. 5

    ihsan said,

    bu hikaye çok kötü bakmayınnnnnnn

  6. 6

    sevim nur said,

    aradığımı bulamadım bu siteyi pek fazla sevmedim.açıkçası yani hiç yalanım olmaz bu hayatta yalan söylemeyi hiç sevmem…bu siteyi bir daha açmayacağım.ben sizi paristen açıyorum ve beyin cerrahıyım özel hastanede çalışıyorum övünmek gibi olmasın amaaa.övebilrsinizde.ben nerelerde mastır yaptım hadi sizde sayın durmayın.

  7. 7

    aylin said,

    ya bana acilen makalatın özellikleri lazım şimdiden ilgileriniz için teşekkkürler

  8. 8

    yezda said,

    ya hacı bettaş velinin hayat hikayesi fln lazım(türkçe ödevim7.sınıf) yardım ederseniz sevinirim

    Yorum yazan: Eda — Aralık 28, 2006 #
    ya cnm ben de hayatı var belki biraz geç oldu ama daha yeni girdim bu siteye istersen verim ???

  9. 9

    yezda said,

    Hacı Bektaş-ı Veli’nin Hayatı
    Yaşadığı dönem boyunca kaynakların kendisinden çok az söz ettiği Hacı Bektaş-ı Veli’nin şöhreti, ölümünden sonra daha fazla yayılmış ve artmıştır. XIII. Yüzyılda büyük nüfuza sahip olduğu ve şöhretinin her tarafa yayıldığına dair düşünceler ileri sürülse de bunlar daha çok menkıbelere dayanmakta ve kaynaklarla bunu ispatlamak mümkün olamamaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin hemen, hemen tüm eserlerde Horasan asıllı olduğu ve daha sonra Anadolu’ya geldiği konusunda ittifak vardır. Ancak ne zaman doğduğu hakkında kesin bilgi mevcut değildir. Rivayetlerde ve menkıbelerde çoğu zaman aynı tarihlerde yaşamamış ve birbirlerini görmemiş insanlar bir araya getirilerek aralarında çeşitli münasebetler kurulur. Hacı Bektaş-ı Veli’nin asıl adı Muhammed olup babasının adı İbrahim, annesinin adı Hatme Hatundur.4 On beşinci yüzyıl şairi olan Firdevsi-i Tawil’in kaleme aldığı Vilayetname’de Hz. Ali’nin soyuna dayandırılmaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin Arap asıllı olup olmadığı da tartışmalara sebep olmuştur. Makalat’ın Arapça yazılmış olması onun Arap olduğuna delil olarak gösterilemez. Çünkü, bu dönemde yazılmış olan çoğu eserin Arapça olması bu tezi zayıflatmıştır. Eğitiminin önemli bir kısmını Hora-sanda tamamladığı ve Anadolu’ya geldi-ğinde kırk yaşlarında olduğu tahmin edilmektedir.Horasandan ayrıldıktan sonra sırasıyla şu yolu takip etmiştir; Necef’e giderek Hz. Ali’nin kabrini ziyaret etmiş ve kırk gün orada kalmıştır. Buradan Mekke’ye geçerek üç yıl boyunca Ravza-i Mutahhara’ya yakın bir yerde ikamet etmiştir. Medine’ye gittikten sonra sırasıyla; Kudüs, Şam, Halep ve Elbistan üzerinden Anadolu’ya gelmiştir.Bazı görüşlere göre Anadolu’ya aşireti ile beraber göç etmiştir. Moğol istilası ile birlikte Anadolu’ya göçler olurken, Hacı Bektaş-ı Veli kendisine bağlı bir Türkmen aşireti ve Yesevi mektebinden dervişlerle Anadolu’ya gelmiştir. Bazı aşiretler şeyhlerinin adıyla anılırlardı. Osmanlı tahrir defterlerinde “Bektaşlı Oymağı” ile ilgili bilgilerin yer alması söz konusu görüşleri desteklemektedir.Anadolu’ya 1230’larda geldiği tahmin edilmektedir.9 Bu tarihler Anadolu Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemine rastlar. Ancak kısa bir süre sonra ortam karışır ve Babailik isyanı patlak verir. İsyan sırasında Anadolu’da olmasına ve bazı kaynaklara göre Baba Resul’ün halifesi olduğu iddia edilmesine rağmen bu isyana katılmamıştır. 1239 yılında patlak veren bu isyana Hacı Bektaş-ı Veli’nın kardeşi Menteş katılmış, Sivas’ta meydana gelen çatışmalarda öldürülmüştür. Hacı Bektaş’ın bu isyana katılmadığı hem Elvan Çelebi’nin hem de Aşıkpaşazade’nin verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır.Hacı Bektaş-ı Veli’nin Mevlana, Yunus Emre, Taptuk Emre ve Ahi Evran ile münasebetleri olmuştur. Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalatı, Mesnevi’nin kısa bir özeti11 gibi olup Mesnevi’deki duygu ve tefekkürler bunda da mevcuttur. Bir eserde mevcut olan bazı sözlerin başka bir eserde de olması gayet tabiidir. Çünkü Mevlana, Sultan Veled, Molla Cami gibi şahsiyetler başkalarından duyup hoşlarına giden sözleri eserlerine almışlar, bu alıntıları yaparken de sözlerin başkalarına ait olduğunu gizlememişlerdir.Mevlana ve Mevleviler ile fazla bir münasebetlerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Fakat Vilayetname Yunus Emre ve Taptuk Emre’den bahseder. Buna göre; kıtlık yılında Hacı Bektaş’a müracaat eden Yunus, nasip yerine buğday almada ısrar eder. Sonradan pişman olup geri dönünce de artık Taptuk Emre’ye başvurması gerektiği bildirilir. Mevlevilere nazaran Ahilerle daha yakın bir münasebet kurmuş olan Hacı Bektaş-ı Veli ile Ahi Evran’ın ölümü arasında sadece on yıllık bir zaman farkı olduğuna göre, büyük bir ihtimalle görüşmüşlerdir. Bektaşilik tarikatına giriş ayinindeki eşik öpme, kuşak bağlama, aynı kaseden müşterek şerbet içme adeti, kıyafetlerdeki teferruat, okunan duaların Ahilikten alınmış olması, Ahilerle önemli bir münasebetleri olduğunu göstermektedir.Hacı Bektaş-ı Veli’nin evlenip evlenmediği konusu Bektaşiliğin iki kolunu teş-kil eden “Babalar” kolu ile “Çelebiler” kolu arasında tartışma konusudur. Babalar koluna göre “mücerret”tir ve mesleği “yol evladı” denilen manevi varisleri aracılığıyla devam etmektedir. Bunlara göre “Hacı Bektaş-ı Veli evladı” tabiri Hacı Bektaş-ı Veli’nin yoluna tabi olanlar için kullanılmıştır.16 Çelebiler, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, İdris Hoca’nın kızı Fatma Nuriye Hanım ile evlenerek neslini devam ettirdiğini iddia ederler. Onlara göre Hacı Bektaş-ı Veli soyundan gelenler posta oturmuşlardır: Seyyid Ali Sultan, Resul Bali, Mürsel Bali… Hacı Bektaş-ı Veli ile Baba İlyas arasında bir münasebet olmakla birlikte, Baba Resul’ün halifesi değildir. Babailik isyanından sonra bu isyana katılanların takibe uğraması, kendisine “Baba İlyas’ın mensubuydu” denilmesine rağmen şöhretine olumsuz etki yapmamış ve bu söylentiler sonuç getirmemiştir. Vilayetname’de Baba Resul, Hacı Bektaş-ı Veli’nin halifesi olarak gösterilmektedir. Bu görüş, 1240’da öldürülen Baba Resul’ün manevi nüfuzu Anadolu’da gittikçe azalırken, Hacı Bektaş-ı Veli’nin nüfuzunun daha üstün duruma gelmesinden kaynaklanmaktadır.Kırşehir civarında Sulucakarahöyük’e yerleşen Hacı Bektaş-ı Veli, Türkmen şeyhi olarak vazifesini ifa ettiği sıralarda Ürgüp civarındaki Hıristiyanların İslam’a yönelmelerine zemin hazırlar. Bunun yanında Moğolların da İslam’a girmeleri için faaliyet gösterir.Anadolu’ya halifelerini yolladığı gibi Rumeli’ye de Sarı Saltuk’u gönderir. Sarı Saltuk’un Rumeli’ye gönderilişi 1264-1265 yıllarına rastlamaktadır. Bu tarihlere dayanılarak, Osmanlı Devletinin ilk defa Rumeli’ye geçmelerinden yaklaşık bir asır öncesinden manevi fetihlerin başladığı söylenebilir.Vilayetname’ye göre doksan iki yıl yaşamış olan Hacı Bektaş-ı Veli’nin—bazı vakıf kayıtlarına göre1291 yılından önce vefat ettiği,kesin tarihin 1270 yılı olduğu sanılmaktadır.

    – ALLL 🙂

  10. 10

    adnan said,

    yeryüzündeki en değerli varlık insan ve insanlığa yaradandan ötürü taradılanı sevmek höşgörü sevgi hamuruyla yoğuran bu felsefe şimdi tüm dünyada bu felsefeyi uygulayan ilmden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Diyen Hünkarın felsefesini anlayanlar bizim bu cevherimize yeterince değer verilmedi,ğinden her toplum layık olduğu şekilde yaşar yönetildiğini anlamadan biçare çabalayıp dururlar sevgi hoşgörü birlik ve beraberlik içinde yeni ufuklara temennisiyle

  11. 11

    Bir hacı bektaş olmak okyanustan daha güçlü olmak demektir bir hz ALİ olmak dünyayı ikiye bölmek demektir ve ALLAH ın kaplanı olmak demektir ya MEVLANA ya HÜSEYİN HASAN anlatması çok güç…………. Gel kardeş gitmek dileyin se sen bir adı var varmak istediğin sana üç adım varır.

  12. 12

    Hayat öfke kin nefret ile döşenmiş bana ne gerek mademki dünya insan için yaratıldı ben hüseyinden öteyim

  13. 13

    arayın beni anlatayım size

  14. 14

    sen sen ol ama senden öte olma çünkü sen sen olman için evel kendini yönetir ve baki yaşatırsın…

  15. 15

    ara kardeş ara kapı açık

  16. 17

    dervi said,

    mesneviyi bimeyen mevlana’yıda bilemez.bilmediniz konularda yorumdan kaçının..

  17. 18

    nurgul said,

    sen benı cıldırda tacakmısın ya

  18. 19

    baybars said,

    mevlana ve hacı bektaş aynı zamanlarda yaşamamıştır. uydurma bir olay.
    Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi (1207 – 1273)
    Hacı Bektaş-ı Veli (1281 – 1338)
    yani hacı bektaş mevlana öldükten 8 sene sonra doğmuştur.

  19. 20

    ali said,

    amma saçmaladin ha baybars ikiside ayni tarihlerde yaşadilar ve mevlanayi imana getirende haci bektaşi velidir sen asil uydurma ve ikiside siki dostlardir ancak geneki dini reklam haline getirdiniz bravo yane size verilen imana artik sahip çiksaniz fena olmaz ne evliyalar gecti geldi gitti halen daha anlamiyosunuz ya resmen körsünüz pes dogrusu !!

  20. 21

    hasan said,

    sevim nur sen salakmısın?……… bize ne senin nerede okuduğun ne yaptığın .. burada geerçekten çok güzel ders verici bir hikaye yazılmış beğenirsen teşekkür edersin beğenmezsen okur çıkarsın.. gece gece sinir ettin ya.

  21. 22

    mustafa said,

    süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr

  22. 23

    mustafa said,

    çok sevdim ya

  23. 24

    eser esen said,

    aşkım

  24. 25

    eser esen said,

    deli misin süper

  25. 26

    eser esen said,

    vayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy vayyyyyyyyyyyyyyyyy

  26. 27

    baybarsa cevap said,

    baybars hacı bektaştan habersiz bazı zümreler akılları sıra hacı bektaşı velinin doğum yılını değiştiriyorlar. ama gerçek kaynaklarda doğrum tarihi ve ölümü Hacı Bektaş-ı Veli 1209 – 1271). Wikipedidende elde edebilirsin. Diğer uyduruk hacı bektaşı veli düşmanı sitelerden aldığın saçma sapan yıllar yanlış.

  27. 28

    selenay said,

    sevgilim

  28. 29

    ece said,

    güzel beğendim gooo 😀

  29. 30

    fmert said,

    :D:D:D:D çok kötü de ğil çaok güzel değil ^3:D:D:D:D

  30. 31

    s said,

    çok güzel gooooooooooooooooooooooo:)


Comment RSS · TrackBack URI

devrim hormekoğlu için bir cevap yazın Cevabı iptal et